Evsiz bir tohum

Toprak üzerine düşer bazı tohumlar, ne yaşaması gerektiğine karar verebilir ne de yitip bitmesi gerektiğine. Yitip, düşmüştür de zaten bahane eder yaşamanın zıtlığını da barındırmalıdır düşüncesinde. Buruk bir gülüş olur gözlerinde, güvencesiz güven ile kuşatır yaşantılarını. Güvenmek ister ama kabul edilmeli midir bu isteği? Sorgular. Güvenmek bağlanmak olmamalıdır der içinden bir ses. Bir yandan da artık toprak altına işlemek ister. Sevgi açmak, sevgi vermek. Sarılırken karşılık görememekten bile korkmaz, bunu işlemiştir hayatına, beklentisiz yaşamak. Kendinden olmayan ona ne verebilir ki? Tohum topraktan ne bekler? Karar veremeden geldiği toprak üzerinde, onu yaşatmasını sağlamasını mı?
Anne karnındayken onu besleyen plasenta, uçurum kenarında bir yerlerdedir. Doğar doğmaz düşer uçurumdan, o tek parça dala tutunur, orda başlar hayatına ve sürdürür. Dalın kalın veya ince olması bile umrunda değildir. Dal isterse yaşatır onu, kırılıp onu aşağı düşürmesini bile umursamaz. Yine de sever dalını, bir kırgınlığı, küskünlüğü yoktur. Dal da onu sever benimserse hisseder gerçek anlamda var olduğunu. Ait olmadan ait olmaktır tüm isteği. Ayak izi bırakmadan yürür boşlukta, güven isteği su üzerinde batmadan, ve aynı zamanda suya iz bırakmadan yürümek isteyen bir insana aittir sanki.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UGANDA’DA BİR MUZUNGU

Utangaç Sevgiliye

Aynı Dünyalar